İlk zirve tırmanışımı Tahtalı Dağı ile gerçekleştirmiştim ve ardından Ilgaz Dağı, Kızlarsivrisi, Babadağ,
Aladağlar ve Erciyes gibi önemli zirve faaliyetleri içerisinde de bulunma şansı yakaladım. Hemen
hemen her sene de bu tutkumu yaşamak için farklı fırsatlar kovaladım. En sonunda 14 kasım
2020 tarihinde Akdağ Uyluk Tepe Zirve Yürüyüşü yaptım.
Kaş’ta çok güzel bir koşu grubu varmış. Kaş-Koş koşu grubu. Burada yaşayan Kaş’ın yerli insanları
haftanın belirli günleri toplanıp beraber koşuyorlar. Sezonda bitince de farklı faaliyetler planlayıp
eğleniyorlar. Öğrendim ki yaklaşık 11 kişi Akdağ zirvesine yürüyüş yapacaklarmış. Hemen aralarına
atladım bende gelmek istiyorum dedim. Hazırlıkları yaptık cumartesi sabah 7 de buluşup 2 araçla yola
koyulduk.
Ben öne atladım ve düştük yollara. Bu arada yanımızda birde Çingene’miz vardı. Sokakta bulunmuş
bir köpek ve şu anda onun adına bir kitap yazılıyor. Yaklaşık 3 saat kadar araç yolculuğu yaptık. Önce
Kaş’tan Kasaba Köyü’ne gittik. Ardından Sinekçi Köyü ve Akdağ Uyluk Tepesi Yolu. Araçla
gidebildiğimiz kadar gitik ve en sonunda 2250 mt yüksekte durdu araba. Bundan sonra ki yolumuz
yaya olacak. 2,5 saat yürüyüş mesafesiyle saat 13.00 gibi 3027 mt yükseklikte bulduk kendimizi.
Arkamızda Kaş ve yayları, aynı zamanda gökle birleşmiş sonsuz deniz manzarası bıraktık. Bolca fotoğraf çekildik.
Arada durduk atıştırmalık meyveler yedik. Zirveye geldiğimizde de çok şaşırdığım bir resim vardı karşımda. Nereye dönsem başka bir manzara. Arkamda Babağ karşımda Kızlarsivrisi ve adını bilmediğim bir sürü tepe. Yaklaşık yarım saat dinlendik orada ve zirve defterini teker teker imzalamaya başladık. Bilin bakalım ne oldu? Defter bana geldiğinde tükenmez kalem tükendi.:)
Herkes geldikten sonra tekrar yola koyulduk. Dalgıç bir abi vardı yanımızda biraz yorgun görünüyordu. O yüzden çok fazla oyalanmadık. Düz yol bulana kadar ilerledik ve Hakan abi o yol boyunca Avrupa maceralarını anlattı. Konuşarak ilerleyince yol çabuk bitmişti sanki. İniş yaparken geldiğimizden yoldan dönmedik. Keçi gibi dik yerlerden geçtik. Bu sayede yorgun olan kişiler daha çabuk bitirdi. Bu yüzden çıkış yaparken görmediğim bir çok kurumuş göl tabakası ile karşılaştım. Zamanında çok yer kaplıyormuş ama şimdi yörüklerin yayla mekanı olmuş. İnek, keçi, koyun yetiştiriyolar belli ki yaz aylarında. Bir çok yerleşim yeri var, kış yaklaşınca terk etmişler. Yaza
tekrar gelirler. Araca ulaştığımızda saat 16:30 civarıydı herkes çok mutluydu ve bir sonraki faaliyeti planlamaya başlamışlardı bile. Off- road yaparak geldiğimiz bu yolu tekrar aynı şekilde döndük. Hava kararmıştı eve döndüğümüzde. Yeni bir yer keşfetmiş olmanın verdiği keyifle koşa koşa eve giderken aklımda Beydağları yürüyüş rotası planları vardı.
Akdağ zirve yürüyüşü rotası biraz zorlu. Biraz kondisyon gerekebilir.
Zirve yürüyüş turlarına katılmak isterseniz www.kasturlari.com sitesinden iletişime geçebilirsiniz.
Akdağ zirve yürüyüşü tek başına yapılabilecek bir aktivite değildir. Rehberlik hizmeti ve bölgeye transfer hizmeti almak gerekir. Transfer ve rehberlik hizmeti için iletişim formunu doldurunuz.